Türkiye Suriye’li mülteciler için 40 milyar dolar harcadı deniyor ya. Bu konu üzerinde biraz spekülasyon yapalım.

Suriye’de ABD ve İsrail’in iki büyük işi vardı:

- Bölgede İsrail için en büyük tehdit olan Suriye’nin İsrail için tehdit oluşturamayacak hale gelinceye kadar yıpratılması,

- Suriye’nin kuzeyinde ABD ve İsrail kontrolünde bir Kürt devleti oluşturularak Türkiye dahil bölgenin buradan kontrol altında tutulması.

Birinci maddenin gereği olarak Türkiye’nin de yardımı ile Suriye karıştırılmış, kuzeyden Türkiye, güneyden İsrail ve içerden de DEAŞ saldırıları ile Suriye yıpratılmıştır. Bu durum ikinci madde ile bağlantılıdır. Çünkü Suriye kuzeyindeki demografik yapı Kürtler lehine, Türkmenler ve Araplar aleyhine değiştirilmeye başlanmıştır. Türkiye’ye Suriye’den yapılan mülteci akını genellikle bu bölgelerden olmuştur. Bilhassa Fırat’ın doğusu ve Menbiç bölgesinde Arap ve Türkmenlerden boşalan köylere Iraktan e Suriye’nin diğer bölgelerinden getirilen Kürtler yerleştirilmiştir.

Bu arada mülteciler için gereken para da 4 Milyar doları Suudi Arabistan’dan, 8 milyar doları AB’den 4 milyar doları BAE’den, 4 milyar doları da diğer körfez ülkelerinden ve geri kalan da Suriye petrollerinin gelirinden karşılanmıştır. Bu konularda şaşkınlık duyanlar Trump’ın bu paraları nasıl bulduğunu gazetelerin eski nüshalarından bulabilirler. Bu para sadece mültecilere harcanmamakta, PYD’nin silah lojistiği ve Kobani bölgesinin imarı da bu kaynaklardan karşılanmaktadır.

Türkiye harcadığı paraların hesabını ABD ve İsrail’e her ay vermektedir. Bugünlerde Kuzey Afrika ülkelerine hibe edilen para da büyük olasılıkla bu bütçeden karşılanmaktadır. Yani Türkiye bu işlemin sadece aktarma kayışıdır.

Sonuçta petrolün şarıltısı, dolarların şakırtısı, silahların parıltısı ABD; İsrail ve PYD’ye, mültecilerin hırıltısı ile zırıltısı da Türk halkına kalmıştır.

Türk Ordusu’nun bu projedeki kayıpları ayrıca hesabı sorulmak üzere beklemektedir.

Dr. Abdullah KÖKTÜRK