Son zamanlarda sosyal medyada konuşulan kur önemli mi, kura bakmak gerek mi paylaşımlarına ben de okuduğum bir yazıdan faydalı olacağını düşündüğüm bir kesit ile katılmak istedim.
Kur faiz kadar önemli. Türkiye ekonomisi ithal eden bir ekonomi. İhracattan 100 milyar daha fazla ithalat yapıyoruz. Enerji ve ara malları, hammaddeler ithal ediyoruz. Kur etkisiyle ithalat fiyatları yükselirse içeride enflasyon da yükseliyor. Nitekim son yapılan araştırmalar kurdan enflasyona geçişkenliğin yüzde 15-20 olduğunu gösteriyor. Yüzde 30'luk kalıcı kur artışının yaratacağı enflasyon yüzde 5-6 civarındadır. Kur ne kadar yükselirse enflasyon o kadar artacak demektir. Sonuçta faizlerin alt seviyesini enflasyon beklentileri belirliyor. Bu açıdan kur istikrarı, aslında fiyat istikrarının da, faiz ve finansal istikrarın da en önemli aracı görünüyor.
(Yazının tamamı için ;
https://www.haberturk.com/yazarlar/abdurrahman-yildirim-1018/858812-kur-turkiye-icin-neden-onemli)
Döviz kuru yükselmesinin ana sebeplerinden biri milletimizin dövize olan aşırı talebidir. Birikimlerimizi dövize yönlendirmek yerine Atalarımız gibi değerli madenlere (altın, gümüş vd.) yönlendirmemiz dövizin nefesini kesecektir.
Mustafa Kamal Atatürk bize çalışıp üretmeyi emretmişti. Zamanın ötesini görebilen bir lider olduğu için her konuda üretimin değerini biliyordu ve bize ona göre bir yol haritası bırakmıştı.
Bu yol haritasının ilk taşlarını da kendisi döşemişti zaten.
Eğer internette küçük bir araştırma yaparsanız O’nun döneminde yapılan çalışmalara kolayca ulaşabilirsiniz.
Şimdi soru şu; biz neden ATA’ mızın çizdiği yolu izlemedik de üretimden vazgeçtik?
Ülke olarak kuruluş ayarlarımıza dönerek, hızlı bir şekilde üretim ekonomisini tekrar başarmamız gerekmekte. Hem ihtiyacımızı karşılayacak üretim hacmini yakalamak hem de ihtiyaç fazlasını yurtdışına satarak ülkemize döviz girdisi sağlamamız gerekmekte.
Atatürk algoritmasında alınacak bu yol için doğru adres Atatürk Atabey Türk Ocakları’dır.
Bora GÜNER
ATO İstanbul YK Üyesi